Gazete27 - "Tasarrufun İllüzyonu, Şatafatın Hakikati "

 - Gazete27 -

Gazete27 - "Tasarrufun İllüzyonu, Şatafatın Hakikati "

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dilinden düşmeyen kelime: tasarruf. Genelgeler yayımlanıyor, demeçler veriliyor, sanki devlet bütçesi altın bir kasaymış da kapakları sıkıca kapanınca bereket fışkıracak… Ama Mevlânâ’nın dediği gibi: “Söz, gönülden çıkmazsa dudaktan öteye geçmez.”

Bugün “tasarruf” kelimesi de dudaktan öteye geçmiyor. Çünkü hakikate bakıldığında, israf saraylarda, tasarruf mutfaklarda yapılıyor.


Rakamların Çıplak Gerçeği

Rakamlar insafsızdır; kimsenin hatırına bakmaz.

Taşıt giderleri bir yılda yüzde 280 artmış.

Lojman ve sosyal tesis giderleri yüzde 120 yükselmiş.

Haberleşme giderleri yüzde 66 artmış.

Ve milyarlarca lira, nereye gittiği belli olmayan “sınıflandırmaya girmeyen transferler”e akıtılmış.


Şems-i Tebrîzî, “Harcanan malın nereye gittiğine bak; orada kalbin nerede olduğunu görürsün” der. Devletin kalbi, bugün memurun maaşında değil; lüks araçların direksiyonunda, gösterişli binaların mermerlerinde atıyor.


Tasarrufun Adresi Mutfak, Şatafatın Adresi Saray

Memura, emekliye gelince cümle hep aynı: “Kaynak yok.”
Oysa sadece yılın ilk yedi ayında ödenen faiz miktarı 1,2 trilyon lira. Bu, tüm kamu çalışanlarının maaşlarının yarısından fazla.

Yaşar Kemal, “İnsanı en çok açlık korkutur” der. Bugün milyonlarca aileyi korkutan da bu: Çocuklarının ekmeği küçülürken, devletin masasında tabakların büyümesi.


Öncelikler Bir Ayna Gibidir

Bütçe, rakamlardan çok daha fazlasıdır; bir aynadır. O aynada iktidarın zihniyeti yansır. Eğer memurun alın teri “yük” olarak görülüyor, ama lüks makam araçları “zaruret” diye sunuluyorsa, sorun ekonomide değil, adalettedir.

Hakim Yunus Emre’nin diliyle söyleyelim:
“Mal sahibi, mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan.”

Bugün, yalan olan mal ve mülk için halkın alın teri çalınıyor.


Gerçek Tasarruf

Gerçek tasarruf, halkın sofrasında değil; devletin şatafatında başlar. Makam araçlarının kontakları kapatılmadan, temsil giderlerinin musluğu kısılmadan, “sınıflandırmaya girmeyen” milyarların hesabı verilmeden bu illüzyon bitmez.

Şems der ki: “Kimin yanında çok söz, az iş varsa; bil ki orada bereket yoktur.”
Devlet de bugün çok söz, az iş üretiyor.


Son Söz

Bugün milyonların beklentisi basittir: Tasarruf, adaletle başlasın. Kaynaklar, sarayın avizelerine değil; halkın ekmeğine, çocukların defterine, işçinin emeğine aksın.

Çünkü asıl kriz, kasada değil; vicdandadır.